Erteleyenlerden Misiniz?
- Azer Karabıyık
- 16 Kas 2023
- 2 dakikada okunur
Bu yazıyı erteleme ihtimalim vardı itiraf ediyorum. Biraz ironik biraz komik, bir şekilde erteleme konusunu gündeme getirme ihtiyacım nereden geliyor peki? Geçen hafta Nurşen Agathe Batkin ve Salih Kayıhan ile birlikte eğitmen olarak katıldığımız, Eczacıbaşı Monrol finans ekibinin “Zaman Yönetimi” eğitimi sonrası araştırmalarım ve aydınlanmalarım diyebilirim.
Zaman oldukça göreceli. Gözlerimizi kapatıp bir dakikayı ellerimizle ölçmemiz istendiğinde, kimimiz ellerini kocaman açıyor, kimimiz neredeyse tamamen kapatıyor, ama herkesin farklı bir algısı var zamanla ilgili. Kimine göre zaman su gibi akıp geçiyor, bazı durumlarda ise geçmek bilmiyor. Bir gün yirmi beş saat olsa ne değişecek peki?
Sizi rahatlatacak bir şey söyleyeyim. Hepimiz erteliyoruz. Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirmek diyoruz, ancak başlarda herkes motive olur, biz onu kültürümüze yormuşuz nedense. Almanlar da bir işe başlarken herkes kadar motive oluyor ve size bir şey söyleyeyim mi? Almanlar da Türkler kadar erteliyor! Yapılan deneyler, başlangıçta yapılacak işlere herkesin hevesle başladığını, ancak ortalarda herkesin sıkıldığını gösteriyor. Hedefimiz görünür hale geldiğinde ve sona yaklaşıldığında da herkes daha motive olabiliyor. Alacağımız okul diploması, bitireceğimiz bir proje veya koşu yarışındaki bitiş çizgisini gördüğümüzde daha fazla gayret göstermemiz bundan. İnsanlık hali…
Peki bir insanı başladığı işi bitirmeye motive eden şeyler neler olabilir? Bu soruyu yanıtlamak için Chicago Üniversitesi’nden davranış bilimci Ayelet Fishbach’ın lunaparkta sıra bekleyen insanlar arasında yaptığı deney kayda değer. İnsanlar, sırada geride bıraktıkları kişileri gördüklerinde daha çok beklemek için motive oluyorlar. İşte size bir yöntem: Daha fazla ilerlemeye motive olmak için geçmişteki başarılarımızı ve çabalarımızı gözden geçirebiliriz.
Fishbach’ın yaptığı başka bir deney de, seçimlerimiz ve sonraki içsel motivasyonlarımız ile ilgili. Bu araştırmada kişilerden uyanma alarmı seslerini seçmeleri isteniyor. Sadece iki seçenekleri var ve biri çok rahatsız edici, yüksek bir alarm sesi, diğeri ise Beatles’ın huzur veren bir şarkısı. Deneye katılanların çoğu, sonunda para ödülü olduğu için rahatsız edici yüksek alarm sesini tercih ediyorlar, çünkü Beatles şarkısını seçtiklerinde para alamayacakları söyleniyor. Deney sonrasında, para ödülü olmasına rağmen rahatsız edici müziği seçenlerin hepsi pişman oluyor. Bu durum yaptığımız tüm seçimlerde geçerli, meslek seçimlerimizi, hedeflerimizi, isteklerimizi neye göre kurguluyoruz? Daha fazla para kazanmak için, daha güzel görünmek için veya farklı bir amaç için yapmayı düşündüğümüz hedeflerde bir süre sonra içsel motivasyonumuzu kaybediyoruz. Deneyin öğretisi şu: Koyduğumuz her hedefin kendisi bir amaç olmalı. Örneğin alarm deneyinde hedefimiz sadece seçmeniz gereken alarm sesi olmalı, sonrasında kazanacaklarımız değil. Bu bakış açısı, içsel motivasyonumuzu korumamız için bir anahtar.
Artık ertelemek istemiyor ve yapabileceğiniz daha fazla yöntemin ne olabileceğini merak ediyorsanız Fishbach’ın diğer önerilerini bu linkten izleyebilirsiniz.
Bu yazıyı bitirirken amacımı gerçekleştirmiş olmanın huzuru ve mutluluğu ile aranızdan ayrılıyorum. Sizin de hayatı daha anlamlı yaşamak adına paylaşmak istediğiniz hikayeleriniz varsa, lütfen bize ulaşın…

Comments